İlk önce niyet çok önemli. Niyetimiz Allah rızasını kazanmak olmalı.
Eğer yaptığımız işler bir menfaat, bir gösteriş, bir dünyalık... İçinse bunu tespit etmeliyiz.
Örneğin gösteriş için namaz kılıyorsak, gösteriş için oruç tutuyorsak, hacca gitti desinler diye, oruç tuttu, ibadet etti desinler diye, alim desinler diye, övsünler diye, Müslüman veya mümin desinler diye, cömert desinler diye, iyi biri desinler diye, çok ibadet ediyor desinler diye, dua etsinler diye, teşekkür etsinler diye, beğensinler diye, benden konuşsunlar diye yapıyorsak işte o zaman nefsimiz için çalıştığımız ve Allah rızası için çalışmadığımız ortaya çıkar.
Bunu ayırt etmek için ilk önce kendimizi hesaba çekilim. Nefsimizi hesaba çekelim.
Sonuçta Yüce Rabbimiz bizi biliyor. İçimizi dışımızı biliyor. Riyadan da Allaha sığınmak gerek.
Bir kişi 2 kere haccını ima etmek için ilk gittiğim hacdaki eşyayı bana getir diyor. Yanındaki de Eyvah haccın yandı diyor. Çünkü riya karışıyor, gösterişe giriyor sevaplar yanıyor. Bir cümleyle ibadeti gitti.
Örneğin diyelim şunca yıl namaz kıldım, ibadet ettim diye yanındakine söyledin. İşte riya karışmış oldu. Çok ibadet etti desinler, övsünler beğensinler diye ibadet etmiş oldun. Sevap gitti.
Riya konusu basit bir konu değil elbette. Bu sevapları mahveden bir şey. Bu sebeple insan Allah korumasa bir anlık dalmayla bir cümleyle tüm ibadetlerini yakıyor.
İbadetlerde yaptığımız amellerde nefs devreye girince mahvoluyoruz.
Bu nedenle Allah bizi bize bırakmasın. Riyadan, kibirden, İnsan ve cin şeytanlarından Allah bizleri korusun. Şeytan ve nefs bizlerin düşmanıdır. Ölünceye kadar peşimizi bırakmaz. Bu sebebe her işimizde besmele ile başmalı ve yaratan Yüce Rabbimize sığınmalıyız.
Ne yazık ki kibirlenmeye, riyaya... ortam çok müsait.
Tivitırlar,feysbuklar...ve nicelerine öyle bir dalınmış ki neler yazılıyor. Şeytan tabi boşluk arıyor yazan kişi dahi ne yazdığını farkında olmuyor. Dinden imandan çıkaracak, Yüce Rabbimize SübhanAllah yakışmayacak kelimeler kullanıyorlar. Üstelik bu kişiler yazıkların farkında değil. Nasıl anlamlar çıktığını ne anlama geldiğini bile bilmemekte, boş konuşmakla zarara uğramaktadırlar.
Örneğin bir kişi gördüm tivitırda nefs hakkında yazıyor bir bayan. “Nefsine uyma... gibi cümleler. “Oysa görüntü resmine Tesettürsüz resmini eklemiş.
Şimdi burada bir samimiyetsizlik var. Herkes Müslüman görünmeye çalışmakta fakat kalpleri Allah bilir. İlk önce kendi nefsimizden başlamamız gerek.
Ne yazık ki ahir zamanda çoğu sapmalar ise kuranı, hadisleri, sünnetleri inkâr eden... Ahir zaman alimleri yüzündendir.
Ahir zamanda her yerimiz günahlarla çevrili. Elbette bundan kurtulmak hiç kolay değil.
Namazlar kılınmıyor oysa namazsız nasıl korunacağız? Tesettüre uyulmuyor oysa Allah’ın emri. Kısaca kalabalığa uyan çoğu Müslüman dünyaya dalmış. Kendisinin cehenneme sürüklendiğini görmemektedir.
Boş konuşmak insana zarar verir. Her söylediğimiz kelimelere dikkat etmeliyiz. Yanımızdaki melekler hepsini yazıyor. Sonuçta hesap gününde Allah bizden hesap soracak. Öyle Allah ki düşündüklerimizden, kalbimizdekilerden dahi hesap soracak, dilerse affedicek.Allah unutmaz ve kulunu çok iyi bilir. Bir cümleyle cennete gidileceği gibi bir cümleyle de cehenneme gidilebilir. Allah Celle ve Celalühü inşaAllah iman üzere ruhumuzu teslim edebilmeye ve selametle cennete gidebilmeyi nasip etsin.
Ölüm gelmeden önce kendimize çeki düzen verelim, nefsimizi hesaba çekelim.
Allah’ım kuran ve sünnet ayırma iman üzere ölebilmeyi nasip et. Bizleri sevdiğin ve seçtiğin doğru yola sıratel müstekime ilet amin.
Örneğin vaktin yok işte çalışıyorsun farz namazlara ancak vakit buluyorsun diyelim.
Burada önemli nokta kulun samimiyeti ve niyetidir. Allah bir namazın sevabını 700 misli ve dilerse daha fazla kat sevap veriyor. Örneğin 2 rekât ihlas ile kendini vererek namaz kıldın.
Allah da kabul etti 700 misli sevap kazandın 1400 rekât kılmış oldun. Demek ki az ibadet ama bilerek ihlas ile yapılan ibadetin kazancıda o kadar çok oluyor.
Bir kişi Rabbini bilmezse Rabbinden korkmaz. Hakiki manada Rabbinden korkmak için Rabbimizi bilmemiz gerek.
Kime İbadet ediyoruz. Alemlerin Rabbine tek ve bir olan, tek ilah olan, her daim hamda, şükre, ibadete layık olan ve hiçbir şeye muhtaç olmayan Allaha ibadet ediyoruz. Kısaca İbadetlerimiz yine kendimiz için O'nun bizide ibadetlerimizede ihtiyaç yok. O' dilediğini yapar.
Kalbi temizlemek tövbe ve istiğfarla olur. Günahlarımızdan pişmanlık duymalıyız.
Şunu da bilmeliyiz ki ne ibadetlerimi, ne ilmimize, ne amellerimize güvenmemeli yalnız Alemlerin Rabbi olan Allahtan korkmalı ve güvenmeliyiz. Biz kuluz kulluk için yaratıldık. Bunu bilelim.
Yüce Rabbimiz Allah Celle ve Celalühü bizi affetsin. Ya Rahman ve Ya Rahim ismiyle bizleri selametle cennetine alsın. Çünkü hiçbir amelle cennete girilmez. Yalnız onun rahmetiyle girilir.
Allah'ım her işimizi senin rızan için yapabilmeyi nasip et. Bizleri dosdoğru yola ilet.
Amel ve ibadetlerimizi hayırlı kabul et.(amin)
Hiçbir ameli küçümsememek gerek. Bir kişi bir yaşlıyı karşıdan karşıya geçirir, bir Müslüman kardeşinin sıkıntısını giderir, sıkıntısını dinler, bir şey yapardı insanlar faydalı olur, önemsiz sandığı bir amel işlerde Allah o ameli beğenerek Rahmetiyle onu cennetine sokar.
Bu sebeple Allah'ım rızandan ayırma. Senin rızan için hayırla çalışabilmeyi nasip et Razı olduğun yolda yürüt inşaAllah.(amin)
__________________________________________
Dünyadaki imtihanlar hiç kolay değildir.
Bazen bir anda imtihan ediliriz. Örneğin sınava gidiyorsunuz bir anda karşınıza biri çıktı ve sizi karşıdan karşıya geçirmesini istedi.
İşte Allah rızası mı, dünya mı? Tabi basit bir örnek. Öyle ağır imtihanlar var ki anlatmakta mümkün değil.
Bu imtihanlardan nasıl geçilir? Kalbini zikire alıştırır da Allah’ı aklından çıkarmasan o zaman geçilir.
Örneğin hasta oluyoruz da hemen şikâyet ediyoruz. Oysa imtihandayız kul şükür mü edicek nankörlük mü edicek? Test ediliyoruz.
Sabır edip Allahtan geldiğini bilen. İmtihanı geçiyor Allah sabrının karşılığını hem dünyada hem ahirette veriyor.
Fakat sabretmeyip sürekli şikâyet edersek ve neden dünyaya geldiğimizi dahi bilmiyorsak elbette biz ancak günah kazandırır.
Demek ki Allah kullarını çok iyi biliyor. Bildiği içinde ona göre imtihan ediyor. Örneğin bir kula hastalık verse o kişinin isyan ediceğini bilir. Bu sebeple onu sağlıklı kılar. Bir kula hastalık verir fakat iyileşince dünyaya dalacağını, nankörlük edeceğini bilir...
Buda Allah’ın rahmeti. Allaha sonsuz şükürler olsun. Bizi nasıl biliyor.
Eğer kişi dünya imtihanlarını kazanırsa o derece yükselir. Yani farzla yetinmeyip nafile namazları kılanla, sırf farz namazları kılan arasında büyük fark var. Kimisi az kimisi çok çalışır. Kimisi hayırda yarışır kimisi şerde yarışır. Ahirette ikiside karşılığını eksiksiz alıcaktır.
Allah’ım cennet yolunu kolaylaştır, cehennem yolunu zorlaştır amin.
Eğer kul Rabbini ne kadar seviyorsa o kadar çok ona yönelmek ister. Allah da onu o derece kendisini yaklaştırır. Biri dünyaya dalmış namaza zaman ayıramıyor. Biriside askerde dahi yağmurlu bir havada bir poşeti seccade yapıp kılabiliyor. İşten geldim yorgunum diyor yatıyor fakat işten gelip geceleri namaz kılanlarda var.
Bunların zamanla, yorgunlukla, hastalıkla... Hiçbir bahaneyle alakası yok. Kulun kalbinde iman varsa her türlü zorluğu Allah kolaylaştırıyor.
Diyelim hiç vaktin yok. İş ağır çalışman gerek. Bu kişide daha fazla kılamadım diye üzülüyor. İşte niyet önemli. Şimdi bu kişi namazı seviyor ihlasla 2 rekât namaz kılıyor.
Allah’ta tabi 700 misli dilerse daha fazla sevap veriyor. Kısacak zamanda 1400 rekât namaz kılmış oldu. Şimdi boş vakti olup ibadet edenden eksik yanı kaldı mı?
Demek ki gerçekten zamanla veya başka şeyle alakası yok. Bilerek az amel çok sevap oluyor. Biri Allahtan korkuyor da kılıyor, biri hızlıca hemen bitsinde şunu şunu yapsam diye kılıyor.
Namazın önemi çok fazla. Namazın değeri çok fazla. Fakat ne yazık ki bilinmiyor. Nedeni nefs ve şeytana uymamız. Yine namaza devam etmekte çok önemli.
Namazı bazen bırakırdım bunun nedenini düşündük. Namazı bilmediğimi önemini anlayamadığımı anladık. Namazı iyice araştırdım ki nefs bana namazı önemsiz göstermesin. Çünkü nefs namaz kılmak istemez. Hayırda çok tembeldir fakat şerde nefs canavar kesilir.
Bu mübarek günlerde yine niyeti bu günleri boş geçirmemek olan bir kişi. Aynı şekilde azda olsa bilerek amel ederek çok sevap kazanabilir.
İlk önce hem kendimize hem Rabbimiz Allaha (Celle Celalühü) samimi olmalıyız. Yani sıkıntılı zamanda Allah diyor bolluk zamanında Allah’ı unutuyorsak bu samimiyetsizliktir. Eğer Müslümanım deyip namaz kılmıyor, oruç tutumuyor, Allah’ın emir ve yasaklarına, sünnetlere uymuyorsak bu hem cahillik hem de samimiyetsizliktir. İman eksikliğidir.
Bir kişi eğer nefsini hesaba çekmiyorsa dünyaya dalmıştır. Kibrin kırıntısı dahi insanı helak eder.
Demek ki dünya imtihanında nefsi temizlemek gerek. Nefsle mücadele etmek gerek. Aksi halde bu imtihanlar nefs yüzünden geçilmiyor. Sevap işliyoruz sonra günah işliyoruz. Böylece sevaplarda günahı yok ediyor fakat sevaplarda elimizde kalmıyor. İlk önce nefsinle uğraş ki sonra ister az ister çok hayır işle. Aksi halde nefs nice sevapları yok ettiriyor.
Hele bu teknoloji çağında her tarafımız günahlarla çevirili. Akıllı Müslümanlar bilgisayarı besmele ile açmalı ve haram görüntülerden Allaha sığınılmalıdır.
Her sitede nice reklamlar çıkıyor. Hem Allaha sığınan hem besmele ile bilgisayarı açan kişi korunur. Aptal nefsine uymaz tuzaklara düşmez.
Bu bilgisayarlarda imtihana çekiliyoruz. Hayırada şerre de kullanmak bizim elimizde. Her şey böyle değil mi? Bir kişi malını hayırda harcadığı gibi şerre de harcayabilir. Bir kişi aklını hayırda kullandığı gibi şerre de kullanabilir.
Allah’la bağ kurulmalıdır. Yani imanımızda, dualarımızda da, amellerimizde samimi olmalıyız. Zaten bu imtihanlarla samimi olup olmadığımız ortaya çıkar. Örneğin Allah’ı seviyorum iddiasında bulunan her kişi imtihan yağmuruna tutulur. Ne kadar seviyor, ne kadar samimi... Bunlar ölçülür. Zaten Allah biliyor fakat kulda görsün hepsi yazılıyor.
Allah hayır isteyene hayır, şer isteyene şer veriyor. Bu ikisi içinde çalışanlar her zaman olacaktır.
Amaç ve niyet Allah rızası olmalı. Kul seni kötü bilsin ne fark eder? Seni Allah sever ve korursa başka şeye ihtiyacın yok.
Allah kendisinden başkasına muhtaç etmesin el açtırmasın âmin.
Dünya bir imtihan yeridir. Müslüman ve müminler hayırda yarışırlar.
Allah’ım imanımızı kat kat artır ve bizleri seçtiğin ve beğendiğin en doğru yola sıratel müstekime ilet. Kalbimizi sana çevir ve orada sabit kıl.
Bu mübarek zilhicce günlerinde Allah tüm Müslüman ve müminlere rahmet ve merhamet etsin, bereket, hayır, iyilik ve güzellik versin. Âmin.